DOLAR %
EURO %
ALTIN 1.209,38-0,31%
BITCOIN %
Ankara

HAFİF KAR YAĞIŞLI

16:29

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

X
GELENEKSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ İLE İLAÇLARDAN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ?
  • Meydan Haber
  • Gündem
  • GELENEKSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ İLE İLAÇLARDAN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ?

GELENEKSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ İLE İLAÇLARDAN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ?

ABONE OL
21 Mayıs 2021 07:41
GELENEKSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ İLE İLAÇLARDAN KURTULMAK MÜMKÜN MÜ?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

GELENEKSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ İLE ŞİFA BULUN

Polatlı Özel Can Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Cem Ünal, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları ve faydalarını Meydan Haber Gazetesine anlattı.

Birçok hastalıkta iyileştirici veya tedavi edici etkileri bilimsel olarak da kanıtlanmış Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları, farklı kültürlere ait binlerce yıllık tecrübeye dayanıyor. Günümüzde tekrar insanlar tarafından rağbet görmeye başlayan bu yöntemler, doktor gözetiminde uygulanması gerekiyor. Polatlı Özel Can Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Cem Ünal; Hacamat, Ozon Tedavisi, Proloterapi, mezoterapi, akupunktur ve sülük uygulaması gibi birçok geniş tedavi seçenekleri sunan Polatlı’nın en kapsamlı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezinin tedavi uygulamaları hakkında gazetemiz okuyucuları için çok faydalı bilgiler verdi.

Uygulamalar hakkında sorularımızı tek tek cevaplayan Ünal, şunları söyledi:

SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?

-Polatlılıyım, 20 yıllık Tıp Doktoruyum. 2011 yılına kadar Polatlı’da görev yaptım daha sonra 6 buçuk yıl civarı Uşak Sağlık İl Müdürlüğü yaptım. Sonra Bakanlık İlaç ve Eczacılık kurulunda görev yaptım. Daha sonra istifa ederek kendi hastanemiz POLTOM A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkanlığı yapıyorum. Aynı zamanda geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında klinik işletiyorum.

GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP ALANINDA FAALİYETE BAŞLAMA NEDENİNİZ NEDİR?

-Gerek hekim iken gerek Sağlık Müdürü iken bazı şeylere şahit oldum. Mesela tıp bayramında sunumlar yapılırdı, örneğin Uşak’ın nüfusu 353 bin, yıllık gelen hasta sayısı 3 milyon 500 bin. Yatak doluluk oranlarımız %85, ameliyat oranlarımız şu kadar diyerek sağlık hizmetlerinin çokluğu ile övünürdük. Yine böyle bir konuşmadan sonra düşündüm, ben ne yapıyorum, dedim. Biz aslında orada Uşak hasta demek istiyoruz.

Uşak’ta 1 insan ortalama 10 kez sağlık kuruluşlarına geliyor. Burada bir sıkıntı var diye araştırmaya başladım. Sosyal Güvenlik Kurumlarının kamuya ve özele ödediği ilaç paralarına baktım, neredeyse savunma sanayiye harcanan kadar büyük rakamlar ortaya çıkıyor. Bu sonuçlar akabinde geleneksel tıp dalları olan; Hacamat, Ozon, Sülük, Proloterapi, Mezoterapi, Akupunktur gibi branşlara yönelerek Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde kurs almaya başladım. Kursları başarı ile bitirerek Sağlık Bakanlığı onaylı sertifikalarımı aldım.

“DÜNYADA BİLİMSEL KONGRE ADI ALTINDA YAPILAN BÜTÜN KONGRELERİ İLAÇ FİRMALARI FİNANSE EDİYOR”

-O eğitimlerde de bazı gerçekleri gördük. Mesela biz Tıp Fakültesinden mezun olduğumuz 2001-2002 yıllarında bir hastaya diyabet diyebilmeniz için kan şekerinin 130 civarında olması gerekiyordu. Fakülteyi bitirene kadar bu sayı 126’ya düştü. Bunun birtakım araştırmalara göre yapıldığı anlatıldı. Hal böyle olunca kan şekeri 126 ve üstü olana diyabet demeye başlayıp ilaç yazıyoruz. Yıllar geçtikçe bu sayı 110’a kadar düştü. 111 gördüğümüz herkese sen diyabet hastasısın diyoruz, zaten sistemde karşınıza diyabet olarak çıkıyor. Aslında şu oluyor; bu sayı 126 iken 110’a düşürdüğünüzde dünyada 1 milyar diyabetli hasta sayısı birden 2 milyara çıkıyor. Bu kimin işine yarıyor? İlaç firmalarının işine yarıyor. Dünyada bilimsel kongre adı altında yapılan bütün kongreleri ilaç firmaları finanse ediyor. Bunu insanlığa hizmet olsun diye yapmıyorlar. O kongrelerde çıkan her karar o ilacın satış rakamlarını üst düzeyde artırıyor.

KRONİK HASTALIKLAR NASIL MEYDANA GELİYOR?

-Diyabet, Haşimato Troiti, Ostioarterit, Romatoid arterit, MS (MultipleSkleroz) gibi hastalıklar, otoimmün hastalıklardır. Otoimmün şu demektir; vücudumuzun savunma sistemi normal düzeninde çalışırken vücuda giren bir mikrop bir yabancı madde ile devreye girer. Mesela dişinize dolgu yaptırdınız. Amalgam dolgu içinde cıva gibi ağır metaller bulunur. Cıva buharlaşan tek metaldir. Bu cıvayı siz yutuyorsunuz. O cıva kan dolaşımına girerek bir yere çöker. Örneğin sinir sistemine çöker. Vücudun savunma sistemi bunu yabancı madde algılar. Savunma hücreleri masum hücrelere de saldırırlar. Sinire saldırınca sinir çürür, görme işitme bozukluğu vb şikayetle doktora gidersiniz, size bir MR çekilir, plaklar görülür size MS derler. Pankreasa çökerse, insülin salgılayan hücreleriniz yok olur size diyabet derler. Eklemlerinize çökerse size Arterit derler, tiroit bezinize çökerse Haşimato tiroit olursunuz. Aslında baktığınızda hepsi aynı sebepten meydana gelen hastalıklardır. Klasik tıpta, otoimmün bir hastalığın var yani savunma sisteminiz hücrelerinize saldırıyorsa bu durumda immün sisteminizi baskılayan ilaçlar kullanılır. Bunun sonucunda kansere dönüşebilecek bozulmuş hücrelerin temizlenmesi de aksar, vücut diğer hastalıklara karşı savunmasız kalır.

DOĞAL TIBBIN ODAK NOKTASI NEDİR?

-Doğal Tıp, klasik tıbbın bu çıkmazında ortaya çıkmıştır. Doğal tıp olaya bütüncül bakıyor. Otoimmün hastalığa sahip kişi bize geldiğinde yaptığımız tetkikler sonucunda hastaya şunu diyoruz: ‘Senin vücudunda bir yabancı madde var. Bu yabancı madde senin sinir sistemine çökmüş. Vücudun buna saldırırken sağlam hücrelerini de zedeliyor. Fitoterapi (bitkisel ilaçlar), Ozon terapisi, Sülük’ün ağzındaki enzimlerle, Hacamat gibi çeşitli tedavi yöntemleri ile senin vücunda birikmiş toksinleri alacağız, arındıracağız.’ Bunlar Rejeneratif Tedavilerdir. Ozon, Sülük gibi tedaviler hücre yenilenmesi yapıyor. Sülüğün ağzında 105 adet enzim var ve Almanya’da, Amerika FDA’de sülük ilaç olarak kabul ediliyor.

“HACAMAT, SÜLÜK, OZON BİR DETOKS TEDAVİSİDİR”

-Doğal Tıp semptoma değil sebebe yönelik çalışır. Otoimmün sistemi rahatsız eden unsuru ortadan kaldırır ve sistemin vücutta bozduğu yeri tedavi etme mantığındadır. Hacamat, Sülük, Ozon bir detoks tedavisidir. Aynı zamanda hücre yenileme özelliğini tetikleyici mekanizmaları harekete geçirirler.

HASTA OLMAYANLAR DA BU UYGULAMALARI YAPTIRMALI MIDIR?

-Tabi ki. Hasta olan insanların gelmesinden ziyade hastalığı olmasa da kişi sağlıklı yaşamak istediği için bu tedavi yöntemlerini uygulatmalıdır. Böyle bir kişiye yılda iki defa Hacamat, yılda 3 seans Sülük, yılda bir sefere mahsus Ozon kürü alın derim. Klasik tıpta ve Doğal tıpta şu yöntem şu ilaç bu tedavi %100 sizi hastalıklarınızdan kurtaracak diyemeyiz her zaman bir risk vardır fakat şu bir gerçek; risklerinizi çok önemli oranda düşürürsünüz. Düzenli egzersiz yapan, doğal beslenen bir insanla, abur cubur ve fast food tüketen hiç spor yapmayan bir hastanın kalp krizi riski aynı mıdır? Benzer şekilde sağlıklı beslenen ve spor yapan birine de kalp krizi geçirmez diyemezsiniz. Hiçbiri %100 değildir. Ancak sorduğunuz gibi hasta olmadan bu uygulamaları yaptırırsanız ne olur: örneğin Hacamatla kanda birikmiş ağır toksinleri, besinlerden aldığımız GDO artık maddelerini, bugüne kadar kullandığımız ilaçların atıklarını vücuttan uzaklaştırarak bir temizlenme, detoks reaksiyonu meydana getirirsiniz. Dolayısıyla hasta olma riskiniz çok çok daha azalır. İkincisi Akupunktur noktalarına uygulandığı için vücudun organları arasında bir enerji akışı meydana gelir ve zindelik oluşur. Üçüncüsü Hacamatta yaptığımız kesikler de vücudun savunma sistemini harekete geçirerek immün sisteminizi kuvvetlendirir. Dördüncüsü ise vücuttan kirli kan alındığı ve yerine yenisi geldiği için kan vermiş gibi fayda görürüz.

HACAMAT NASIL YAPILIR? AĞRI YA DA ACI MEYDANA GELİR Mİ?

-Hacamat, yaklaşık 15 dakika süren ağrısız ve tedavi bittikten sonra günlük hayatına devam edebileceğiniz bir uygulamadır. Doktor nezaretinde yapıldığı takdirde yaralar birkaç gün içinde tamamen iyileşir. Herhangi bir iz kalmaz. Bazen piyasada sağlık personeli olmadan bu uygulamanın yapıldığını görüyoruz. Bir hastam geldi üç yıl önce hacamat yaptırmış izler hala duruyor. Profesyonel olmayan şekilde derin kesikler atılmış, Hacamat değil haşamat olmuş. Zaten yeni mevzuata göre sağlık personeli olmanız da yetmiyor o sertifikaya sahip olmanız gerekiyor. Hekim kontrolünde yapılan bir Hacamat, kesinlikle hiçbir komplikasyonu olmayan, iz bırakmayan ve ağrısız bir uygulamadır. Vatandaşlarımızı buradan uyaralım; güvenli yerlerde, düzenli denetimleri yapılan yerlerde bu uygulamayı yaptırsınlar. Bizim kliniğimiz yılda iki defa Sağlık Bakanlığı denetiminden geçiyor. Denetim olmasa da Hekim olduğumuz için bu kurallara hakimiz. Burada eldivensiz bir işlem yapıldığını göremezsiniz. Gözlüksüz enjeksiyon yapmam. Bunların eğitimini aldığımız için bu konuda son derece dikkatliyiz.

SÜLÜK UYGULAMASININ FAYDALARI NEDİR?

-Sülüğün ağzında 100’den fazla enzim bulunur. Bunlar antienflamatuar, antiviral, antibiyotik, sinir hücrelerini yenileyici, damarları yenileyici, hücre sentezlerini yenileyici, immün sistemini düzenleyici maddelerdir. Yani sülüğe mucizevi ilaç diyebilirsiniz. Bu faydaları bilimsel olarak kanıtlanmış ve Tıp literatürüne geçmiştir.

OZON TEDAVİSİ NEDİR? NASIL YAPILIR?

-Ozon, oksijenin bir üstüdür diyebiliriz. Ciddi bir antiseptiktir. Avrupa’da ve Rusya’da çok bilinen bir tedavi yöntemidir. Ozon O3 molekülüdür ve oksijenden daha dayanıklı ve daha etkilidir. Vücutta her şey oksijenle olur. Fakat oksijen harcanırken bir atık madde üretir. Buna Serbest Oksijen Radikalleri denir. Serbest Oksijen Radikalleri, vücuttaki yaşlanmanın sebebidir. Vücudumuzun bir de antioksidan sistemi vardır. Fakat yıllar geçtikçe antioksidan sistemimiz de yaşlanır. Antioksidan sistem oksijen arttığında çalışır. Biz ozon verdiğimizde aslında vücudu kandırıyoruz. Antioksidan sistemi alarma geçiriyoruz ve üst düzeyde çalışmasını sağlıyoruz. Yani ozonun birinci etkisi anti aging yani yaşlanmayı geciktiricidir. İkincisi yüksek gamma dozların mikrop ve virüs öldürücü özelliği vardır. Düşük verdiğinizde vücudun savunma sistemini tetiklersiniz. Yani ozon verilen doza göre farklı faydalar sunmaktadır. Lokal, majör, minör, deriden, ağızdan, rektal, kulak veya enjeksiyon olmak üzere çok çeşitli ozon uygulamalarımız var.

DOĞAL TIP YÖNTEMLERİNİN HERHANGİ BİR YAN ETKİSİ VAR MI?

-Sülük tedavisinin, hacamatın, ozon tedavisinin, doğru yapıldığı takdirde hiçbir yan etkisi yoktur.

BU UYGULAMALARI YAPTIRMAK İSTEYEN VATANDAŞLARA ÖNERİLERİNİZ NEDİR?

-Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını, hasta olmadan önce hayatımıza tatbik edersek inanın hücre yenilenmesi etkisi, savunma sistemini düzenleme etkisi ve detoks etkisi ile birçok hastalıktan, hasta olmadan önce kurtulabiliriz. Türkiye’deki başlıca sağlık sorunu bu, çok ciddi kronik hastalık oranımız var. Bu oranı Polatlı’mızda düşürebiliriz. Bizim buradaki amacımız budur. Hastalığı olan kişilere de bu tedavileri, konusunda uzman, eğitimini almış, hekim kontrolünde yaptırmalarını öneriyorum. Polatlı halkının doğal tıp uygulamalarını araştırmasını istiyoruz. Bu konularla ilgili vatandaşlarımızın her türlü sorusunu da cevaplamaya hazırız.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
rk
rk

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.